17 Eylül 2010 Cuma
Sahipsiz Adımlar
Kayboluşun peşinden sürüklenmek mi?..aslında buna pek sürüklenmek denmez; çünkü bu istemli bir eylem haline dönüşmeye çoktan başladı.
Gizli sınırlar arkasında yer almak, hepimize o kadar çekici gelmese de, yarattığı merak duygusu çoğumuzun aklını kurcalamaktadır. Çevrenizdeki görünmez insanları bir düşünün; sokaktan geçen satıcıyı, yolda top oynayan çocuğu, geçerken gözünüzü üstünden ayıramadığınız o üniformalı genci...belki bir gün o sınırın arkasında beraber yer alacaksınız. İşte o zaman içinizdeki ortak serzenişler, haykırışlar ortaya çıkmaya başlayacak. Aynı gök yüzüne bakıp, farklı hayallere sahip olmak bizi birbirimizden nasıl ayırt ediyorsa...Bir gün bu sınırlar da, bizimle diğer insanlar arasındaki gizli çizgiyi oluşturmaya başlayacak...
Neden mi bahsediyorum ben? Kendimi anlayamamaktan, diğerlerini ise hiç anlayamamaktan ve belki de içimde dönen sorgu sual meselesini açıklığa kavuşturamamaktan...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder