22 Nisan 2010 Perşembe

Sayaç dediğin

Bazen duruyorum, tepki veremiyorum aklımdan geçenlere. Her zaman yapabildiğim içimdekiyle anlaşabilmeyi, konuşabilmeyi beceremiyorum o anlarda. Belki sadece ağlamak yardımcı oluyor bu gibi durumlarda. Bir müzik dinlemek, o sessizliğimi yıkmak, kafayı dağıtmak, düşünmemek, sıradan davranmak. Göz yaşı dökebilmenin insanı rahatlattığını söylerler, neden bu benim üstümde işe yaramıyor? Ağladığım zamanlarda niye bunun bir sonu olmuyor, ardı arkası kesilmiyor?
Açmak istemediğim tozlu fotoğraf klasörleri her önüme çıktığında, hayalet görmüş gibi oluyorum. Bakalım nasıl aşıcaz bunları…Ne mi istiyorum? Çok şaşırmak istiyorum, aklım başımdan gitsin istiyorum bazen de bilincimi kaybedip tamamen yeni bir ben olmak istiyorum. Bazen de boşluğa bakıp tepkisiz gülümsüyorum, aklımdan geçen hiçbir şey yok bu gibi durumlarda.
2008 yılında çekilen bu eski resimse bana şunu düşündürüyor. Keşke hayatımızda da bizi uyaran sayaçlar olsaydı, bir takım önlemlerimizi önceden alır daha hazırlıklı olurduk.

Gerçi hiç sanmıyorum, biz ibrelerin kontrolü altında yaşayan varlıklar değiliz..olamayız da..yaşadıklarımızla varoloruz...istatistik yorumlar bizim bir parçamız olamaz..atan bir kalbe sahip olduğumuz müddetçe, bundan daha büyük bir sayaç yoktur bizim için..Değil mi???

Hiç yorum yok:


Lütfen bu sitedeki görselleri ve yazıları izinsiz kullanmayınız..