-“kalk gidelim” derken sahici miydin, yoksa yine
hayallerinin içinde yüzüp, beni de tam ortasına mı çekmeye çalışıyordun?
- Sanırım o kadar da sahici değilmiş, sesin çok kısık
geliyor artık, güçlü cümleler de kuramıyorsun, oysa sen ne severdin o meşhur tonlama
ve vurguları
-bence sen bu gökyüzünün altında maviliğe dalıp giden uğur
böceğinden farksızsın, onlar renkleri senin kadar iyi seçemez belki, çünkü sen
renk konusunda ustasındır bilirim, senin karıştırdığın maviler, yeşiller bir
başkadır, sandalyenin ahşabında 15 tonda kahverengi görür, hepsinin hikayesini
bana anlatırsın, ama sen uğur böceğinden farksızsın yine de, ona da bakarken
dilek diliyorum, sana da baktığımda dilek dilemek istiyorum, ama bu dilekler
kendim için değil, senin için…